İki sokak ötedeki camiden "mahallemiz sakinlerinden falanca" için okunan sela yükselirken, gökte kara bulutlar safları sıklaştırırken, Müzeyyen sesini arkada bırakıp giderken, elime kitap diye "Abim Deniz"i almışken, az sonra eskiden bize kadayıf dolmaları pişiren şimdi yatağa mahkum bir kadını ziyarete gidecekken, okuduğun her haber ruhunu kasvete boğarken yine de "şarkı söylemek lazım avaz avaz". Leylaklar dökülmesin, güller ağlamasın...
↧