Quantcast
Channel: LEYLAK DALI
Viewing all articles
Browse latest Browse all 1481

HOŞ GEL YENİ YIL / 1 OCAK

$
0
0

Haftanın ikinci yarısı gökten su kütleleri halinde inen yağmurla, gök gürültüsüyle, şimşekle, fırtınayla, su baskınlarıyla geçti. Boğaçay taştı, köprüler geçilemez oldu, deniz ne bulduysa asfalta yığdı, Kumluca'da seralar kullanılamaz hale geldi. Tatsız günlerdi. Yılın son iki günü yağmur hafiflese de nem berbattı, içimizi üşüttü, benim gibi eklemlerinde metal ve plastik taşıyanları adeta paslandırdı. Bu kadarla kalsa, doğa olayıdır, geçer diyeceğiz de perşembe günü TV'yi açtığımızda simsiyah bir ekranla karşılaştık. Arka planda birileri konuşup dururdu ama kimdir, nedir anlamak mümkün değil. Gönlümüzle kabul etmesek de el mahkum bildik ki TV arıza yapmış. Ee, ertesi gün yılbaşı, kendim bizzat TV'ye bayılan biri değilim, neredeyse hiç izlemem ama yılın son günü de, hele kendi başımıza kutlamak zorunda kalınca insan iyi kötü ekrana bakmak istiyor. Oğlum telefonla birini buldu tamir için ama öyle yağmur yağıyor ki ne bizim götürmemiz, ne tamircinin gelip alması mümkündü. Ya sabır deyip günlük işlere döndük. Bir gün önceden ıslattığım yaprakları sarmak için hazırlığa başladım. Sıra soğanlara geldi, rondoyu çıkardım, soğanı, sarmısağı attım içine, taktım fişini, bastım düğmesine, hareket yok. Cılız mı cılız bir "vınn" sesi geliyor. Peki peki anladık, sen de bozuldun, yahu sözleştiniz mi? Teker teker gelin. Söylene söylene rendeyi çıkardım, başladım rendelemeye, çilem dolmamış dostlar. Parmağı kaptırdım bu defa rendeye. Aman Allahım sanki koyun kestik, habire kanıyor. Alt tarafı 2 milimlik bir kesik, nerden çıkıyor o kadar kan. Bant üstüne bant sarıp zor bela durdurdum-sanıyordum ama aslında ince ince ertesi güne kadar kanamaya devam etti. Şimdi meraktayım acaba Merkür retrosu benim için zamansız, özel bir atraksiyon mu düzenledi 😃

Sonuçta kesilen parmağa rağmen sarmayı sardık, TV ertesi gün tamir edilip akşam 19.00'da eve geldi, bereket içine sıkışan banknotun ebatı o kadar büyük değilmiş. Rondoyu tam sipariş edecekken oğlum yetişti imdada, evlerindeki hiç kullanmadıkları bir rondo pazartesi bana kargolanacak, kısacası ucuz atlattık 😃

Yılbaşı gecesi yemek masasıyla TV ekranı arasında geçti gitti, ne tadı vardı, ne tuzu. Özel günler, eş-dostla, çoluk-çocukla güzel. Yine de içimizde bir umut vardı, yılın ilk saatlerinde gelen zamlar tepemize çökünce umut konusu biraz sallantıya gitti. Hayırlısı...

Gelelim yılın ilk gününe, ilk iki aşı dozunu Sinovac olarak bünyeye alanlar için 5. doz aşı tanımlandı. Son aşının üstünden 3 ay geçmek şartıyla. Benim 15 günüm var ama Kocam Bey yılın ilk günü 5. dozunu alarak yeni yıla damga vurdu. Bugün hava bahardan kalmaydı. Paslanmış dizlerimi açmak için aşının yapılacağı hastaneye kadar refakatçi oldum. Daha önceki aşılarımızı da orada olmuştuk ama aşı mekanı değişmiş, hastane etrafında bir tur atarak ancak bulabildik, hayli de kalabalıktı diğerlerinin aksine. 

Yine de çok beklemedik, çip takma operasyonu bitince güzel havanın tadını çıkaralım, yürüyelim biraz dedik.  Şehri o kadar uzun zamandır ihmal etmişiz ki yıllardır sürekli geçtiğimiz caddelere bile ilk defa görüyormuşuz gibi bakarak yürüdük. Caddenin sonundaki parka girmeden önce Kadın Yarı'na bir göz atmak istedim, nicedir görmemiştim.

Biraz pasaklı göründü gözüme, ağaçların yaprakları döküldüğündendir belki. Buranın şehir efsanesi olmuş bir öyküsü var, ne derece doğrudur bilemem. Güya kadının biri sırtına sardığı bebeğiyle gelip uçurumun kenarına oturmuş. O sırada bebeğin sargısı çözülmüş ve uçurumdan aşağı düşmüş. Kadın acıyla bebeğin arkasından kendini atmış. O yüzden de bu yarın adı "Kadın Yarı" kalmış. Bu hikayeyi şehir dışından gelen konuğumuz bir kadına anlatmıştık buraya getirdiğimizde. Aklında nasıl kaldıysa 1-2 yıl sonra tekrar geldiğinde "Beni 'Avrat Atladı'ya götürsenize" deyip hepimizi gülmekten kırıp geçirmişti. 

Sonra parka daldık. Yat Limanı'nı uzaktan seyretmeye bayılırım. Haksız mıyım?

Biraz daha yaklaşalım:

Sokaklar da, park da çok kalabalıktı. Onca yağmur ve fırtınanın üstüne güneşli havayı gören yılın ilk gününü değerlendirmek için dışarı atmıştı kendini, tıpkı bizim gibi 😃

70'li yıllarda parkın bulunduğu alanda Devlet Hastanesi ve Sağlık Koleji vardı. Bu çiçek tarhlarının bulunduğu yerde Sağlık Koleji'nin binası vardı ve yaz sezonunda okullar kapanınca Sağlık Bakanlığı mensuplarına kamp hizmeti verirdi. 1975'te babamın mesleğinden kaynaklı biz de kalmıştık o kampta. Şimdi aklıma geldikçe aslında eziyet yaşadığımızı düşünüyorum. Yatakhane olarak kullanılan odalar kamp mensuplarına tahsis ediliyordu, sabahın 7'sinde yataktan kalkıp kahvaltıya yemekhaneye iniyor, saat 8'de de okulun otobüsüne doluşup Lara'da bize ayrılan bir alanda denize giriyorduk. Adeta askeri talim gibi, ne o tatile geldik. Öğleden sonraları serbestti ama sıcaktan dışarı çıkamayınca biz gençler okulun arkasındaki bahçeye iniyor, laklak ediyorduk. Fotoğraftaki ağaçların arka tarafında bir bahçe vardı, şimdi parka dahil. Keçiboynuzu ağacını ilk kez orada görmüştüm. 

Konfor yetersiz, gündelik hayat askeri talim tadında olsa da arka taraftaki odaların manzarası tam da böyleydi. Hoş, insan gençken manzarayı falan da fazla önemsemiyor. 

Şaka maka o kadar çok yürümüşüz ki yorulduğumuzu farkettik, döndük evimize. Dönüşte bizi bir sürpriz bekliyordu. Açık bıraktığımız balkon kapısından bir kumru misafirliğe gelmiş ve salonun girişine kimliğini bırakıp gitmişti. Yılın ilk günü kumru moku temizlemek de varmış kaderimizde 😃 Berekettir mi desek, haydi öyle diyelim, 2022 huzurlu, sağlıklı geçer dilerim, gelen gideni aratmaz...


Viewing all articles
Browse latest Browse all 1481

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Yildiz yükseltme


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue