Quantcast
Channel: LEYLAK DALI
Viewing all articles
Browse latest Browse all 1481

27 ARALIK / HAFTA SONU

$
0
0

Haftasonum hareketli geçti. Kuzenim geldi İzmir'den, uzun zamandır görüşememiştik, iki günlüğüne de olsa birarada olmak bize iyi geldi, eminim ona da iyi gelmiştir. Cuma günü, yemeli-içmeli, sazlı-sözlü bir akşam geçirdik evde. Babamı, halamı ve giden diğer sevdiklerimizi türkülerle, şarkılarla andık. 

Cumartesi sabahı kuzen Börekçi Tevfik'e gitmek istedi kahvaltı için, pandemiyi hesaba katmamıştık tabii ki, maalesef dükkan kapalıydı, uzun süredir de öyleymiş komşularının dediğine göre.  Antalyalılar bilir, Börekçi Tevfik bu şehrin eski ve ünlü esnaflarından biridir. Bir pasajın girişindeki küçücük  salaş dükkan ve önündeki balkonumsu çıkıntıda üç-beş masayla hizmet verir, şahane serpme börekler yapardı. Böreklerin lezzeti bir yana, hamuru havaya atıp çevirerek açmasını seyretmek ayrı bir zevktir. Yaşı oldukça ilerlemişti, umarım pandemi bitiminde tekrar kavuşuruz bu simge esnafa. 

Serpme börek konusunda hayal kırıklığına uğrayınca hem iki yıldır görmediğim Kaleiçi'yle hasret gidermek, hem de belki açık bir mekan bulursak kahvaltı etmek niyetiyle Üçkapılar'a yönelip Kaleiçi'ne giriş yaptık. 

Henüz kargaların bile kahvaltı etmediği sabah ayazında Kaleiçi dükkanları uyku mahmurluğunu üstünden atamamıştı. Aç karnımızı doyuracak simitçi bile bulamadık. Karnımızı doyuramadıysak gözümüzü bari doyuralım dedik ve Karaalioğlu Parkı'nın denizi kucaklayan manzarasına yönelttik adımlarımızı. Ama öncesinde artık kesik olmayan Kesik Minare'yi esefle gözledik, o minare bir simge idi, keşke kesik kalsaydı.

Ve sonra parka yaklaşırken önümüzde karlı Beydağları bir tiyatro perdesi gibi açıldı, bakmalara doyamadım:

Hıdırlık Kulesi'nin altında kazı çalışmaları devam ediyor, bakalım hangi buluntular çıkacak. Antalya'ya ilk geldiğimiz yıllarda kazı alanında bir çay bahçesi vardı, halk tipi, çok keyifli bir mekandı. Hemen her hafta sonu gelirdik, Beydağlarına ve denize karşı semaverle gelen çaylarımızı yudumlardık. Sonra yıkıldı o mekan, yeşillendirildi, park oldu. Şimdilerde de arkeolojik kazılar yapılıyor. 

Kahvaltı işini erteleyip hayli serin de olsa park içinde yürüyüş yaptık. Sanırım buraya da en son iki yıl önce gelmiştim, pandemi bize yaşadığımız şehri unutturdu. Özlemişim, ilk kez görüyormuş gibi baktım her şeye, bilhassa poyraz berraklığıyla ışıldayan denize, dağlara ve heykellere:

Bu parka ne zaman gelsem çitlenbik ağacının yanında Beydağlarına bekçilik yapan "Don Kişot" heykeline selam vermeden geçmem. Cahvar Göktaş'ın eseri olan bu cânım heykelin üstü bir ara vandallar tarafından boyanmıştı, neyse ki temizlendi, eski haline döndü.  

Miradorlardan birinde Mehmet Aksoy'un "İşçi ve Çocuğu" isimli heykeli, diğerinde ise Kuzgun Acar'ın "El" heykeli var. El heykeli ile ilgili bir söylence heykelin içinde heykeltraş ve eşinin evlilik yüzüklerinin olduğu  şeklinde, ne derece doğru bilinmez.

Parkın bitiminde belki açıktır da, yine pişi yapmışlardır, kahvaltıyı orada ederiz diye düşündüğümüz mekanın da kapanmış olduğunu görünce aç midemizi tutarak çıkışa yöneldik. Ben görmeyeli daha önce Konyaaltı plajlarının karşısında yer alan Minicity önündeki heykeller parkın Öğretmenevi yönündeki girişine taşınmış. Bir Mizah Sempozyumu (isim konusunda yanılıyor olabilirim) nedeniyle yapılmıştı bu mizahi yönü olan heykeller, buraya taşınmaları çok isabetli olmuş. Zaten Minicity de Beachpark'taki değişim nedeniyle Dokumapark'a nakledildi. 

Sizleri heykel sergisine götürmüş gibi oldum ama diyorum ya parkı da, içinde yer alan her şeyi de özlemişim. 

Sonunda kuzenim yol üstündeki bir esnafa uygun bir kahvaltı mekanı sordu ve verilen tarif üstüne gittiğimiz börekçide serpme börek olmasa da su böreği ve çay eşliğinde kahvaltı edebildik. Kahvaltı esnasında tüylü bir misafirimiz vardı, su böreğine "Hayır" demedi ama poğaçaya burun kıvırdı 😃

Kadife bakışlı kahverengi gözleri bana artık öbür aleme göçmüş çok sevdiğim birini hatırlattı, bir hissikablelvuku yaşadım ama yazmayacağım, bana kalsın, biraz hüzünlendim.

Karnımız doyunca Kalekapısı'na kadar yürüdük, dönüşte bize börekçiyi tarif eden dükkan sahibini görmeden geçmişiz, arkamızdan seslendi: "Açken yol soruyordunuz, tokken selam yok mu?" diye, hem gülüştük, hem mahcup olduk. 

Güneşli ama ayaz, kristal gibi berrak bir sabahı geride bırakıp eve yollandık.

Bugün hava Antalya için mevsim normallerine döndü, geceden hafif serpiştiren yağmur sabah kesilmiş ve aydınlık, güneşli ve ılık bir güne bırakmıştı yerini. Dilerim yılın son haftası böyle geçer. Kalın sağlıcakla...


Viewing all articles
Browse latest Browse all 1481

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Yildiz yükseltme


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue