Quantcast
Channel: LEYLAK DALI
Viewing all articles
Browse latest Browse all 1481

24 ARALIK (BOZA)

$
0
0

Çay ve kahveden sonra açık ara en sevdiğim içecek boza. Akman kapandıktan sonra ve biraz da kalori derdinden dolayı çok seyrek içiyorsam da hala sevmeye devam ediyorum. Üstelik benim için sadece bir içecek değil, bir anılar yumağıdır. Çocukluğumun karlı Ankara gecelerinde sokaktan gelen tanıdık sestir: "Booozaaa". Harçlığı kısıtlı öğrencilik günlerimizde ılık bir bahar ikindisi, okul çıkışı uğranan Ulus Akman'da içilen tarçın kokulu bir şenliktir. Akman'ın tanıdık mütevazı masaları, avludaki havuzda dem çeken güvercinleri, masaları dikizleyen meraklı garsonlarıdır. Ayazdan ellerimizin buza kestiği, yanaklarımızın hissizleşip burunlarımızın pancara döndüğü akşamlarda, bu kez Kızılay'daki ışıklı kapısından girdiğimizde bozayla birlikte yüzümüze vuran sıcaklıktır. Akman şahane sosisli sandviçtir, hastalığı sırasında annemle gittiğimiz, hesabı ödemek için gizlice elini çantasına sokmaya çalıştığı son pastanedir (ne zaman aklıma gelse burnumun direğini sızlatan), nefis vişneli pastadır, kış günlerinde otururken paltolardan yükselen nemli soğuk kokusudur, gri bir Ankara ikindisinde masalardan birinde rastlanan Nazlı Eray'ın kızıl saçlarıdır, pencerelerdeki vitraylar, vitrinin ışıltısı, tanıdık garsonlar, turuncu sandalyeler, gençliğim, olgunluğum  ama en çok bozadır. Ulus'taki pastane kapandığında yakınımı kaybetmiş gibi bir duyguya kapılmıştım, yine de Kızılay'daki şubenin varlığı avuntuydu. Sonra bir yaz "haydi boza içelim" diye gidip mekanı bomboş görünce ağlamaklı olmuştum. Yerine saçma sapan bir cafe açıldıysa da çok sürmedi, tekrar Akman oldu ama gerçek Akman değil, sadece adı ve bozası bizim bildiğimiz eski Akman'dı. Ona da razıydık, yeter ki önümüze saplı bardakta duble boza, yanında tarçın ve leblebi gelsin. Lakin sonunda o da dayanamadı, artık adı var, kendi yok. Marketlerde şişelenmiş satılan bozalarda Akman adı olsa da, tadı yok. 

Ankara'dan sonra Antalya'ya yerleştiğimde bu çok turistik şehirde pek çok şeyin eksikliğini çekmiştim. Sucuk, pastırma, ağız tadıyla yenecek şık ve lezzetli bir yaş pasta, tost ekmeğine yapılmış gerçek bir tost, inanmayacaksınız ama balık, leylak ve boza. Şimdi leylak hariç hepsinden mebzul miktarda bulunsa da o zamanlar gerçekten yoktu. Bu saydıklarımın hepsini annemler Ankara'dan ziyarete gelirken getirirdi. Balık dondurulur, sucuk-pastırma vakumlanır, leylak poşetlere sarılır, boza da Akman'dan alınıp pet şişeye doldurulurdu. Yine bir Şubat tatilinde annemler gelmiş, leylak dışında bu yazdıklarım da onlara eşlik etmişti. En çok bozaya sevinmiş, 2,5 litrelik pet şişeyi mutfak tezgahına koymuş (yangında ilk kurtarılacak misali, yemekten sonra ilk içilecek olarak) sabırsızlıkla sofranın toplanmasını bekliyordum. Sonunda boza zamanı geldi, bardakları hazırladım, tarçın kavanozunu çıkardım, şişeyi elime aldım, kapağı çevirmemle birlikte bir "pat!" sesiyle artezyen kuyusundun fışkırır gibi fırladı şişenin ağzından boza. Ellerime, yüzüme, gözümdeki gözlüğe, tezgaha, raflara ve hatta tavana boza sıçradı, sıçramak ne kelime, şelale olup aktı. 7 saatlik otobüs yolculuğunda bagajda çalkalanarak gelen boza mayalanma sürecini uzatmış, içinde biriken gazlar özgürlüğüne kavuşmanın sevinciyle yeri göğü bozaya belemişti. İlk anın şaşkınlığı geçince ilk iş ziyan olmasın diye gözlüğümü çıkarıp camlarını yaladım, evet yaladım, ayıplamak serbest 😀 Sonra şişede ne kadar kaldı diye kontrol ettim, varsın her yer boza içinde kalsın acelesi yok, temizleriz. Komik olan onca dökülmeye şişe hala ağzına kadar doluydu, 2-3 gün boyunca mayalanıp çoğalmaya devam etti. Ben de bozaya doydum, tabii biraz zahmetli oldu ama değer 😀

Bir başka boza maceram daha var. Yine bir Şubat tatili ailecek İzmir'de yaşayan halamlara gitmiştik. Kuzenlerimle yaşlarımız birbirine çok yakın, büyük ve kız olanı çok becerikli, çok hamarat. Bir sohbette benim boza sevdiğimi öğrenince benim için boza mayalamaya karar verdi. Kendince bulgurla bayat ekmek içi karışımı bir şeyler yaptı ve mayalanmaya bıraktı. Hepimiz heves ve heyecanla bozanın olgunlaşmasını ve afiyetle içmeyi bekliyoruz ama içimizde en heyecanlı olan bozayı yapan kuzen. Mayalandığına kanaat getirildiği  gün erkenden geldi işten, bozayı kontrol etti, süzdü, ayarladı. Yemek sonrası üzerinde tarçın, yanında leblebi ile hepimize ikram etti. Bozadan aldığım ilk yudum korkunçtu. Hayatımda bu kadar kötü bir şey içmemiştim ama kızcağız o kadar heves ve istekle, beni mutlu etmek için uğraşmıştı ki, bırakmaya içim elvermedi. Elimde bardak ikinci yudumu nasıl alacağım diye kara kara düşünürken halam aldığı ilk yudumdan sonra yüzünü buruşturup "bu ne kötü bir şey be" diyerek bardağı yanındaki kauçuk saksısına döküverdi. Eh halam yolu açtıysa izinden gidilir, koskoca kadın, ailenin en büyüğü, elbet vardır bir bildiği diyerek kuzenin mutfağa gitmesini fırsat bilip kauçuk bitkisini bozayla bolca besledik, kuzene de "ellerine sağlık, pek güzel olmuş" dedik 😂

Evvelki yaz kızkardeşle Eskişehir'e gittik, YHT ile, günübirlik. Gezdik dolaştık, çibörekleri yuttuk, sonra sokaklardan birinde "O da ne?", Karakedi Bozacısı'na rastladık. Kızkardeş de benim gibi bozasevengillerden olduğu için, "Haydi" dedik, "methini duyduk, tadına da bakalım".


 

Lakin sonuç hayal kırıklığı oldu, bal gibi tatlı ve aşırı yoğun kıvamlı idi boza ve hayatımda ilk defa bir bozayı yarım bıraktım.

Bunca şeyi niye yazdın diyorsanız; neredeyse bir yıldır ağzıma boza sürmemiştim. Canım da fena halde çekiyordu. Dün sanal Migros'a sipariş verirken boza seçeneğini de görünce "Dur yahu", "belki güzeldir, benim sevdiğim gibi ekşi tadı baskındır, içeriz, olmadı ziyan olur ne yapalım bir daha almayız" dedim. Boza geldi, inanır mısınız, tam sevdiğim gibiydi. Keyifle içtim, üstüne tarçın ve leblebi bile koydum. Bundan sonra ara sıra isterim. Fotoğraf maalesef şişe neredeyse boşaldıktan sonra çekildi:


Eh, ne diyeyim, siz de bozasevengillerden iseniz boza ikram edenleriniz çok olsun...



Viewing all articles
Browse latest Browse all 1481

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Yildiz yükseltme


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue